Sakıncalı Piyade Hakkında
Sakıncalı Piyade, araştırmacı gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun 12 Mart 1971 Muhtırası döneminde yaşanan bazı olayları anlatıp eleştirdiği kitabıdır. İlk baskısı 1977'de yapılmış, daha sonra Um:Ag tarafından 1997'de bugün satılan baskısı yayımlanmıştır.
- "Tutuklanmak için çalmadığım kapı kalmadı, sonunda kaçma şüphesi vardır gerekçesiyle tutuklandım." (sf. 7)
- "Silahlı Kuvvetlerimizde, adlarını duymadığımız, yüzlerini görmediğimiz subaylardan oluşan bir sağlıklı yapı var. Bütün olup bitenlere karşı , Silahlı Kuvvetleri ayakta tutanlar bu adsız kahramanlardır işte." (sf. 24)
- "Memleketimizde ve özellikle Sıkıyönetimimizde o günlerde düşünce özgürlüğü vardı. Her savcı, istediği kadar kişinin ölüm cezasına çarptırılmasını isteyebilirdi. Bu bakımdan düşünce özgürlüğü, tam anlamıyla yürürlükteydi." (sf. 25)
- "Küçüklüğümde aklım mahkeme kararlarına takılırdı. Savcı, hukukçu, yargıç hukukçu, avukat hukukçu.. Nasıl olur da, aynı konuyu ayrı ayrı görürlerdi?" (sf. 27)
- "Arandı, tarandı, sonunda suç kanıtı bulundu: Ambalaj kâğıdı. İşte bu kâğıt, sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıfların üzerinde egemenliğini kuracak, toplum içinde kurulu siyasal ve ekonomik düzeni yıkacak, yerine, Marksist. Leninist, efendim üzerinize afiyet, maoist bir düzen kuracaktır. Bu kadar da olmaz... diyeceksiniz amma, olur, olur. Hiç merak etmeyin burası Türkiye. Olur bunlar!" (sf. 37-38)
- "Kara, Hava ve Deniz subayları arasında yüzlerce genç subay, sudan gerekçelerle Ordu'dan çıkarıldı. Bunlardan bir kısmı, aç kaldı. Kimse, bu genç subaylara iş vermedi. Üstelik, CHP-MSP döneminde çıkartılan 12 sayılı kararname, bu subayların, yeniden devlet görevine alınmasını da yasaklamaktaydı. İşin tersliğine bakın: Eğer, bir kimse, mahkûm olup da, af yasasıyla affedilirse, suç, bütün hüküm ve sonuçlarıyla kaldırılacağı için, bu kişi, her türlü kamu hakkını elde edecektir. Fakat, mahkûm olmayıp da beraat ederse, af yasasının kapsamına girmediği için, örneğin, kamu görevine alınmayacaktır. Çünkü, bunu önleyen 12 sayılı kararname kapı gibi, önlerinde durmaktadır. Ortaya şöyle bir sonuç çıkıyor: Suç işleyen, mahkûm olan, beraat edenden daha ayrıcalıklı duruma girmektedir. Bu, ancak Türkiye gibi, demokratik hukuk devletinin bütün koşullarıyla uygulandığı ülkelerde olmaktadır" (sf. 67)
Yorumlar
Yorum Gönder