Asım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek. Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar, Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid’i. Bedr'in aslanları ancak bu kadar şanlı idi. ... Şu mehmetçiğin tertemiz yüzü, anasının endişeli bakışı. Her gün ocaklara düşen şehit ateşleri. Daha yirmisindeydi. O anasına babasına, ailesine doyamadı, onlar da ona. Arkadaşlarıyla artık dışarı çıkamayacak. Gezip tozup eğlenemeyecek. Bir kız sevemeyecek, belki sevmişti ama artık ardında, gözü yaşlı bırakacak. Baba olamayacak, çocuğunun ilk adımını atmasının nasıl bir his olduğunu hiç bilemeyecek, ilk baba deyişini duyamayacak. Terör belası 84'ten beri nice canlarımızı kopardı bizden. Bebeğinden yaşlısına
Bir Bahriyelinin kaleminden...