Ana içeriğe atla

Devlet Adamı - Platon


Devlet Adamı Hakkında

Latince adı Politicus olarak da bilinen Devlet Adamı, Platon tarafından yazılmış Sokratik bir diyalogdur. Metin, Sokrates, matematikçi Theodorus, Sokrates adında başka bir kişi ve Elea'dan "Yabancı" olarak adlandırılan isimsiz bir filozof arasındaki konuşmayı tasvir eder.

  • "Şöyle: Hekim diye tanınmamış bir kimse, hekim olan birine öğüt verebilecek kadar bilgili olsa, ona da hekim demek gerekmez mi? GENÇ SOKRATES - Gerekir. YABANCI - Bunun gibi, resmi sıfatı olmayan biri, ülkeyi yönetene akıl öğretecek erkte olsa, o kimsede hükümdarda bulunması gereken bilgi vardır, diyemez miyiz? GENÇ SOKRATES - Deriz, elbet." (sf. 6)

  • "Çobanlık sanatının çok çeşitleri vardır. Bunlardan biri belli bir sürüyü konu edinen siyaset sanatı değil midir?" (sf. 16)

  • "Devlet adamını, çevresini dolduran, onunla aynı payeyi paylaşmak isteyen öbür insanlardan koparıp ayırmadıkça ve onu, bütün farklılığıyla ortaya koymadıkça, demin kralın ne olduğunu şöyle böyle belirtmiş olsak bile, devlet adamının tam bir betimlemesini yapamamış olduğumuzdan şüphelenmekte, bundan dolayı endişe duymakta haklı değil miyiz?" (sf. 17)

  • "Bir zaman evreni tanrısal olan dıştan bir erk yönetir ; yaratıcı ona taze hayat ve ölmezlik verir; sonra bir zaman da başı boş bırakılır ki sayısız çağlar boyunca ters yönde hareket eder. Bu ikinci hareketin nedeni, evrenin tam bir denlik halinde ve çok büyük olması, hem de en küçük eksen üzerinde dönmesidir." (sf. 19)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk - Nutuk

NUTUK Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, milli mücadele yıllarını belgelerle anlattığı Nutuk her Türk vatandaşının okuması gereken bir eserdir. Dönemin karanlık günlerini aydınlatan Nutuk, birçok merak konusu olan olayı da neden sonuç ilişkisi içerisinde anlatıyor. Nutuk; milli mücadele öncesi dönem, milli mücadele dönemi ve milli mücadele sonrası dönem olarak üç ana başlıkta incelenebilir. Öncelikle, milli mücadele öncesi dönemde Osmanlı Devleti’nin ve dünyanın nasıl bir durumda olduğuna bakmak gerekir.  “ Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu ekip, Dünya Savaşı’nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, ağır şartları olan bir antlaşma imzalanmış. Dünya Savaşı’nın uzun yılları boyunca ulus yorgun ve fakir durumda. Ulusu ve ülkeyi Dünya Savaşı’na sokanlar, kendi hayatlarının derdine düşerek, ülkeden kaçmışlar. Saltanat ve hilafet makamında bulunan Vahdettin soysuzlaşmış, kendini ve yalnızca tahtını güvenceye alabileceği alçakça ön

Beyaz "Laleler" Ülkesinde - Türkiye

Grigoriy Petrov'un kayıp eseri olan Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı tesadüf eseri bulundu. Yayınlanması için büyük uğraş verildi ve 1923 yılında kitap basıldı. Kısa süre içinde bir çok ülkede ilgiyle karşılanan bu kitap Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de dikkatini çekti. Bu kitabı askeri ve normal okulların müfredatına koyulması talimatını verdi. Kitap, Suomi'nin nasıl yükselen bir medeniyet haline geldiğini anlatıyor. Suomi kelimesi  bataklıklar ülkesi manasında kullanılıyor o dönemde. Bugün biz Suomi'yi Finlandiya olarak tanıyoruz. Ulu Önder'in o dönemlerden bu kitabı okul müfredatlarına konulmasını istemesinin bir anlamı vardı elbette. Bu kitap Türkiye'nin yaşadığı ve gelecekte yaşayacağı sorunları bir bir ele alıyor ve çözüm yolları için bizlere ışık tutuyor. Böylelikle ileri görüşlü olan Gazi Paşa biz Türk gençliğine yol gösterecek bir başka rehber daha sunuyor. Bu yazı ile Beyaz Zambaklar Ülkesi'nin bize ne kadar benzediğini anlatmayı

Tutunamayanlar - Oğuz Atay

  Tutunamayanlar Hakkında Selim Işık'ın intihar ettiğini öğrenen Turgut Özben, ihmal ettiğini düşündüğü arkadaşının geçmişinin izini sürmeye ve Selim'in tanıdığı insanlar aracılığıyla onu tanımaya çalışır. Her insana farklı bir yönünü gösteren Selim'in görüntüsü, Turgut'un bu insanlarla konuşması sonucu okuyucunun ve Turgut'un gözünde netlik kazanacaktır. Romanda birçok kişi vardır ama her biri aslında Selim'in hayatındaki kişilerdir ve tüm anlatılanlar Selim Işık'ı aydınlatır. Selim Işık, düşünen ve sorgulayan insanın simgesidir ve bu yüzden hayata tutunamamış ve bir tutunamayan olmuştur. "Hayatım, ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu." (sf. 22) "Ölmek bile, kendilerine böyle bir görev verilenlerin işidir." (sf. 22) "Bütün gece uğraşmış olduğu bir konunun rüyasına girmemesi garip geldi ona." (sf. 23) " Hayat, düşünceleri tutan bir hapishanedir. " (sf. 23) " Biraz olsun dinlenseydin arada. Durmak bilmeyen kafan