Tehlikeli Oyunlar Hakkında
Baş kahraman Hikmet, hayatı yetersiz bulur. Halinden şikayetçidir ama işlerin düzelmesi konusunda hiç ümidi yoktur. Kendince bazı seyler düzeltmek için verdiği ufak çabaları da sonuçsuz kalır. Ruhsal bunalım yaşayan, uyum sağlamakta zorlanan Hikmet, yazarın da belirttiği gibi bir "tutunamayan" örneğidir.
Yazar, Hikmet’i yaratırken birçok kaynaktan beslenmiş: William Shakespeare'in Hamlet'i ve İncil’deki kutsal üçlü (teslis) bunlardan ikisi. Hikmet, teslisteki İsa figürünü canlandırıyor. Tanrı ve Meryem Ana’yı çağrıştıran figürler de Hikmet’in aynı gecekonduda yaşadığı (ya da yaşadığını hayal ettiği) Albay ve Nurhayat Hanım karakterleri.
Mekânın gecekondu olarak seçilmesi de tesadüf değildir. Kent kökenli olan Hikmet için gecekondu aykırı bir mekândır ve bunun yarattığı yabancılaştırıcı etkiyi, soyut iç dünya atmosferi yaratmak için kullanılır. Romanda yine Tutunamayanlar gibi iç konuşmalara oldukça sık rastlanır ve okuyucuya aktarılan Hikmet’in yaşamının düş mü gerçek mi olduğu netleştirilmez.
- "yeni nefretlerle uğraşamam." (sf. 8)
- "Ölmek istiyorum. Güzel kalmak için yapabileceğim tek hareket bu." (sf. 9)
- "Cezvedeki sıcak su, tıraş sabununun ve gazetenin üstüne dökülür, siyah kıllı köpükler arasından ıslak harfler görünür." (sf. 13)
- "Bütün hayatımı, en ince ayrıntılarına kadar düşünerek hesapladığım iyiliklerin hayaliyle geçirdim albayım. Artık ne olacaksa olsun istiyorum." (sf. 17)
- "Oysa, bu şirin bölgenize ilk geldiğim gün albayım, çocuklar benimle ilgilendiler: Çevreme toplanıp, ‘Adama bak’, dediler. (Artık çok genç bir insan olmadığımı belirten bu ‘adam’ sözü beni biraz üzüyor. Belki, kendini genç hissetmek isteyenler için başka bir kelime bulunabilir, ne dersiniz?)" (sf. 26)
- "Kişiliği korumak için, bazen yaşamamak gerekiyor." (sf. 58)
- "Herkes, tarih okuyor albayım; bugüne değer veren kalmadı." (sf. 58)
- "Bugün, zaten yaşanıyor; asıl, geçmişte ne olmuş bakalım?" (sf. 58)
- "Pahalı yaşantıların yüksek soğukluğundan kurtardık kendimizi; dört renkli ve resimli bir hayatın içindeyiz. İşte hürriyet budur." (sf. 60)
- "Çünkü, yaşımın icabı, salim düşünmeğe çalışıyorum: Ben mi şaşırdım, yoksa herkes birden garip bir cinnete doğru mu yol alıyor?" (sf. 63)
- "bir işe yaramadığı halde durmadan okuyorsunuz" (sf. 64)
- "kendimle konuşurken bile onun hoşuna gitmeğe çalışıyordum." (sf. 70)
- "ara sıra ellerimin bulaşığıyla gidip onun uyuyuşunu seyrediyordum, demek onu seviyordum, demek onu seviyorum diyordum kendi kendime." (sf. 70)
- "Uyanınca boynuma sarılmıştı uykulu kollarıyla. Ben de bütün iş bundan ibaret diye sevinmiştim." (sf. 71)
- "İnsan, bir yere saplandığı sırada kendini nasıl idare eder acaba?" (sf. 73)
- "Bir zamanlar seni sevmiştim. Ve sevgiyi senin suretinde yaratmıştım." (sf. 79)

Yorumlar
Yorum Gönder